Nicedir, beğeniyle okuduğum “Şirketler Yıldız Çalışanlarını Neden Kaybeder?” adlı kitap hakkında bir iki satır yazmak ve yazarı sevgili Canan Duman ile kitabı üzerine yaptığımız sohbetten söz etmek istiyordum.
Hafta sonu buluştuğumuz bir arkadaşımın kendi iş yaşamından aktardığı deneyimler bana, benzer hikayeleri içeren bu güzel kitabı hatırlattı.
Arkadaşım, kariyerinin ilk yıllarında karşılaştığı haksızlıklar, etik dışı uygulamalar, nepotizm vb kaynaklı sorunlar nedeniyle ismini hepimizin bildiği büyük şirketlerdeki görevlerinden ayrılmış, neyse ki en sonunda çalışanları için potansiyelini gerçekleştirme ortamı sunan, yeteneğe değer veren, vizyon sahibi bir işletmeye geçmiş. Bugün hem kendini hem de bulunduğu şirketi ışıl ışıl parlatan gerçek bir yıldız çalışan olarak kariyerinde parlıyor.
Kim bu yıldız çalışan?
Yıldız çalışan kimdir derseniz, kitaptaki tanımı aynen aktarıyorum:
“Çoğu kurumun neredeyse herkesinkinden daha ağır bir yükü taşımaya çalışan en az bir yıldız çalışanı var. Çalıştıkları kurumun geleceğine yatırım yapan, kuruma değer katan, değişim için istekli davranan, her zaman inisiyatif almaya hazır olan, fikirleriyle dönüşümde fark yaratan, çalışanlardır. Yıldız çalışan, sadece yüksek yeteneklerini kullanıp üstün performans göstererek en iyi çalışmayı yapmakla kalmayan, organizasyona vizyon katarak diğer çalışanları en iyi olması için zorlayan, mevcut konumlarını iyileştirmek ve hedeflerine ulaşmak için başarı merdivenlerini tırmanmak isteyen hırslı çalışanlardır. Etiket değil değer isteyenlerdir.”
Birçoğunuza tanıdık geldiğini, zihninizde bazı isimler belirdiğini düşünüyorum.
Kayan yıldızlar
Canan Duman’ın bu kitabı, yıldız çalışanların iş dünyasındaki zorluklarla nasıl mücadele ettiklerini çarpıcı bir dille anlatıyor. Van Gogh’un The Starry Night tablosundaki gibi, şirketlerin çalkantılı semalarından kayıp giden bu değerli yeteneklerin hikayelerini, teorik kavramlar ve araştırmalarla destekleyerek; vaka analizleri ve etkileyici örneklerle gözler önüne seriyor. Kitap, aynı zamanda çalışanların potansiyellerine ulaşabilmeleri için nasıl bir ortam gerektiğine dair tavsiyeler ve çözüm önerileri sunuyor.
Kitapta okuduklarımız bize çok tanıdık geliyor. Kendi deneyimlerimizden veya çevremizde tanık olduğumuz olaylardan izler buluyoruz.
Kitapta aktarılan birçok örnekte, yıldız çalışanlar sahip oldukları içsel güç ve özgüvenle bir sonraki adım için mevcut durumlarından vazgeçerek kendi yoluna gidiyor. Parlayacak yeni bir gökyüzü buluyor.
Çalışan bağlılığını önemseyen şirketler için bir rehber
Kitabı her kademeden yöneticinin, çalışanın daha da önemlisi iş yaşamına adım atacak gençlerin dikkatle okumasını öneririm. Kendilerini olumlu olumsuz nelerin beklediğini, iş hayatında her şeyin göründüğü gibi olmadığını anlamak ve mutlu bir profesyonel hayata dair kavrayışlarını geliştirmek açısından bence bir pusula niteliğinde.
Kitabın üst düzey yöneticiler için de önemli farkındalık yaratacağını söylemeliyim. Çünkü kitap "şirketler yıldız çalışanları nasıl elde tutar?" sorusuna da yanıt arıyor. Nitelikli insan kaynağını şirkete dahil etmek kadar elde tutmanın da son derece güçleştiği günümüz iş dünyasında, her yöneticinin çıkaracağı dersler, faydalanacağı öğreti ve tavsiler olacaktır.
Kırmızı Pazartesi
Yıldız çalışanları kaybetme konusu bana Nobel ödüllü yazar Gabriel Marquez'in Kırmızı Pazartesi kitabını hatırlattı. Kitap, işleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsünü anlatıyor. Tüm kasabanın bildiği ama kimsenin engellemek için harekete geçmediği bir cinayet. Şirketlerde alınan yanlış kararların, göz yumulan hataların sadece bunlara itiraz eden birkaç çalışanı etkileyeceği sanılıyor. Oysa ki müdahale edilmeyen her haksızlık, zamanında atılmayan adımlar bir bumerang gibi dönüp dolaşıp fırlatıldığı yeri vuruyor.
Sevgili Canan Duman’ın kalemine sağlık….
Comments